Onca emek, onca çaba nasıl da bir kalemde ve bir kelâmda son buluyordu? Her şey bu kadar basit miydi? Yıkılan hayaller, biten umutlar ne olacaktı? Büyük bir aşkla severken, kalbimdeki aşk kırıntıları ile mahkeme salonundan ayrılmak da neyin nesiydi?
Elif & Samet
Yeşilçam filmlerinde esas oğlan ve esas kız filmin sonunda evlenirler; filmin jönü damatlığıyla, güzel kızı da gelinliği ile arzıendam ederler. Kocaman ve içten bir gülümseme vardır yüzlerinde ve işte o an ekranda “son” yazısı belirir. Ben de evlenince mutlu son olacağını düşünmüştüm. Oysa film, asıl o zaman başlıyormuş da haberim yokmuş.
Özcan & Derya
Yirmili yaşlarımın başında hayat bana çok büyük dersler vermişti. En büyük dersi ise sadece duygularla hareket etmemem gerektiğiydi. Körü körüne bir yola girmemem, daha itidalli davranmam gerektiğini öğretmişti. Genç yaşta boşanmanın eşiğine gelmiştim. Küçük kızımın ise hiçbir şeyden haberi yoktu. Olan masum kızıma oluyordu.
Ayşe & Kemal
Evlilik; iki insanın sabırla, özveriyle, iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta bir arada olması değil miydi? Peki biz ne yapmıştık? Ben gurumun ve öfkemin esiri olmuştum, Pınar ise inadının...
Turgay & Pınar
Leyla’sı için çöllere düşen Mecnun misali ben de kendi Leyla’m için mücadele etmeliydim. Koca adam olmuştum ama bir liseli âşık gibi hissediyordum kendimi. Böyle kolay olmayacak, başlamadan bitmeyecekti hiçbir şey. Hem kendisini seven ve fedakârlık yapan birine karşı hangi kalp duyarsız kalabilir ki?
Cenk & Leyla