Stefan Zweig’ın 1922 tarihli bu novellası, saplantılı aşk üzerine yazılmış en çarpıcı metinlerden biridir. Hayatı boyunca kendisinin farkında bile olmayan bir adamı umutsuzca sevmiş bir kadının yürek parçalayan aşk itirafıdır. Aşkının nesnesi olan kişi ise ömrü boyunca bir kez olsun söz ve eylemlerinin başkalarının hayatları üzerindeki etkisini düşünmemiştir. Zweig bu yapıtında insanların iç âlemlerine girmek ve onları gerçekten anlamak için toplum önündeki duruş ve davranışlarından yola çıkılamayacağına da dikkat çeker. Bu son derece tahripkâr karşılıksız aşkın hikâyesi, 1948 yılında Alman yönetmen Max Ophüls’ün imzasını taşıyan unutulmaz bir Hollywood klasiğine de ilham vermiştir.