Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Cennete girdim. Önümde bir takırtı işittim. Baktım Bilal’i gördüm. Cennetin âlâsına baktım. Ümmetimin fakirleriyle evlatlarını gördüm. Cennetin alt tabakasına baktım. Gördüm ki, orada, pek az zengin ve kadın vardır. Dedim ki; “Ey Rabbim! Bunların durumu nedir?” buyurdur ki: “Kadınlara iki kırmızı altın ipekli zarar verdi. Zenginler ise mal hesabının uzunluğu ile meşgul oldular.” Bu arada ashabımı kontrol ettim. Abdurrahman b. Avf’ı görmedim. Sonra ağladığı halde bana geldi. Kendisine sordum:” Benden seni geri bıraktıran nedir?” Dedi ki: “Ey Allah’ın Resulü! Allah’a yemin ederim ki ihtiyarlatıcı birçok musibetlerle karşılaşmadan önce sana varamadım. Zannettim ki ben seni görmeyeceğim!” Yine sordum: “Neden böyle oldu?” Dedi ki: “Malımdan ötürü hesaba tutuldum!” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5, 259; Taberani, M. Kebir, 8, 236.)
Şu duruma bak! Abdurrahman ki Resullullah (s.a.v.) ile beraber büyük şerefe nail olmaya sahip olduğu ve cennet ehlinden olan on kişiden birisi bulunduğu ve hakkında “Ancak malıyla şöyle şöyle hükmeden müstesnadır.” (Buhari, 2388) hadisin mazharı olan zenginlerden birisi olduğu halde durumu böyledir. Buna rağmen zenginlik onu bu hududa kadar mutazarrır etmiştir.