Teğmen Horatio Caine, farklı kültürlerin buluştuğu Miami’nin tropik doğasında işlenen suçları araştıran bir grup adli tıp bilimadamına liderlik etmektedir. Bu kez kurban, organik yiyecekler sunan bir lokantanın paslanmaz çelik tuvaletinde, kıyafeti parçalanmış halde bulunan Philip Mulrooney’dir. Yüzünde yanık izleri vardır, cep telefonunun parçaları etrafa dağılmış ve ayakkabıları ayağından fırlamıştır. İnanılmaz görünse de, elde edilen ilk kanıtlar adamın yıldırım çarpması yüzünden öldüğünü göstermektedir. Dünyevi Bahçe’nin çalışanları, Mulrooney’nin, içsel güzelliğin, fiziksel ve ruhsal iyileşmeyle sağlanacağına dayanan spiritüel felsefeye karşı çıktığı için, Tanrı tarafından cezalandırıldığına inanmışlardır. Teğmen Horatio Caine’in inandığı tek felsefe ise; adaletti ve adaleti sağlamak için elinden geleni yapacaktı.